27 Ekim 2007

Son yeşil yaprak



Originally uploaded by ~GüLümSe~
Vakit darsa,
Daldaki tek yeşil yapraksan,
Tüm yapraklar düşüyorsa tek tek,
Her gidişin adı sonbahar oluyorsa,
Ve sen ilkbaharı temsil ediyorsan,
Sımsıkı tutun, tutunduğun dala..
İlkbaharı son kez görmek istiyen gözler için
Yemyeşil bir tebessüm yolla..

Vakit darsa
Daldaki tek çarpan yürek seninse,
Yürekler sararmış solmuşsa başka dallarda..
Tutunmak zorsa da,
Tutun sımsıkı, sımsıkı tutun tutunduğun dala..

Vakit dar
Zaman hızla sarartıyor yaprakları
Hızla soluyor yürekler, hızla düşüyor bir bir
Bu dar vakitte, geniş duruşlara ihtiyacı var dünyanın..
Bu dar vakitte, daralmasın ruhun, sıkılmasın
Sen sımsıkı tutun da,
Kadir olan Rabbim geniş mi geniş eylesin yüreğini..
O tutsun seni,
Hiç bırakmasın...

fotoğraf:Talha Er

21 Ekim 2007

Full Moon


Full Moon
Originally uploaded by MJW's
Kentin yüksekçe bir yerinde, iki yürek, dört gözle dolunayı bekliyordu.. Kent ışıl ışıldı, her yanı ufak ufak bir sürü ışıkla aydınlanmıştı..Ama hiçbiri göğün halini bambaşka eyleyen dolunay gibi değildi..Beklediler..Ay, beklenilenden biraz daha geç bir vakitte, karşıdaki tepenin arkasından göründü..Bir heyecan sardı yürekleri, “geldi” dedi biri..
Gelmeyebilirdi, gönderilmeyebilirdi..
Gönderildi ve kent ışıklarından bir örtünün üzerine yerleşti..Muazzamdı ışığı..Suni ışıklardan çok farklıydı..Rahmani bir iz vardı çünkü üzerinde..
Yeryüzündeki o sayılamayacak kadar çok ışık, sayılamayacak kadar insan demekti.. İnsanlar farklı çatılar altında, ama aynı göğün gölgesinde yaşayıp gidiyorlardı..Şöyle yüksekçe bir yerden kente bakmak bunca insanın aslında yeryüzünde ne kadar da az yer kapladığını, ne kadar aciz olduğunu daha iyi gösteriyordu..
Ay yükseldi, yükseldi..Bir kavisle dünyanın bir kenarından bir kenarına geçti.
Yürekler de birer med-cezir yaşadı.. İki yürek, hızlı hızlı çarptı..
Rahman’a yöneldi, Rahmeti istedi

16 Ekim 2007

Bir şefkat numunesi


Bir şefkat numunesi
Originally uploaded by aşk-ı beka
Bayramlaştığımız pancar işçilerinin çadırlarının önünde bir şefkat numunesi izliyoruz..
2 yaşındaki Berfin'in bir tanecik şekeri ve bir elmayı ne kadar sahiplendiğine dikkat çekmek gerek.. Şehir çocuklarını bir elma ile mutlu edebilir miyiz?..Ama bu çocuklar işte küçük bir şekerin, bir elmanın kıymetini çok iyi biliyorlar..
Rabbim bahtlarını açık eylesin

12 Ekim 2007

Pink For the Cure


Pink For the Cure
Originally uploaded by Imagemakercan
Seviyorum..
Gün doğarken güneşin o tombul kırmızı halinin nasıl da ihtişamlı bir şekilde yükseldiğini görmeyi..
Seviyorum..
Daralıp bunaldığımda bir ağacın dibinde, yaprakların gölgesinde, toprağın üzerinde sızılarımı dindirmeyi..
Seviyorum..
En çaresiz olduğumu sandığım anda, ne büyük çarelerle donatılmış olduğumu fark etmeyi..
Seviyorum..
Su gibi dingin olup sabrı ve şükrü hissetmeyi..
Seviyorum..
İnce ince işlenmiş desenleri, nakışları, dünyanın inceliklerini..
Seviyorum..
Çiçekleri, pembeyi, kelebekleri, bulutları..
Rabbimin yarattığı, "OL" deyip oldurduğu şeyleri..
Çok şükür ki Rabbim, sevmeyi sevdirdin bizlere..
Sevmeyi seviyorum..

Toprağın kokusu


Actinomycetes soil bacteria
Originally uploaded by Elif Turkey
Sevgili Elif'in yayınladığı bu resimde, "goesmin" maddesi üreterek toprağın kokusunu veren bakterilerin kolonilerini görüyoruz..
Rabbimiz her yere öyle özel fabrikalar ve memurlar yerleştirmiş ki,
ne büyük incelikler olduğunu aslında hayal bile edemiyoruz..
Şimdilerde toprak özlemindeyken çok iyi geldi bu haber bana..
Elif'e teşekkür ediyorum.
Hayalen mis gibi bir toprak kokusu çekiyorum içime :)

11 Ekim 2007

Bayram sabahı


IDD UZ Zuha Namaz in Hyderabad
Originally uploaded by crazymaq
Ramazandan ayrılmanın verdiği burukluk ve bir bayrama daha erişmiş olmanın verdiği sevinç ile, bayramınızı tebrik ediyor, hayır huzur ve neşeyle dolu olmasını diliyorum. İyi Bayramlar !....

Biz bayramın bu ilk günü küçük meleklerle birlikte hastanedeyiz, Rabbimden hastalara şifa, dertlilere deva diliyorum.

Nice bayramlara efendim!..

04 Ekim 2007

Dünyaya uzanan el !


her hand
Originally uploaded by Jbonjour
Oakland, California'dan dünyaya uzanan bir el.
Dünyaya dokunmaya çalışıyor. Tüm yenidoğanlar gibi dünyaya yabancı.
Şimdilerde ben de yenidoğan meleklerle birlikteyim. Saf, dünyadan bihaber, masumiyet resmi..
Öyle çok anlatacak şeyim var ki onlara dair, neresinden başlasam bilemiyorum..
Öyle küçükler ki, artık normal bebekler bana çok tombiş geliyor :) Parmağım kadar kolları, elim kadar gövdeleri var..Kimisi makinelere bağlı, kimisi gözünde gözlüğüyle ışık tedavisi altında yatıyor.
Öylesi şefkate ve ilgiye muhtaçlar ki..Annelerine muhtaçlar.
Anneleri daha bir kaç gün önce tanımıyordu onları ama artık anneleri da onlara muhtaç..
Şimdi bebişlerimizle birlikte el sallıyoruz size, meleklerin bulunduğu bir servisten..
Bir de dua dilekleri gönderiyoruz.
Nil ve Mert Can kardeşlere, şu an komadaki bebeğimiz Çakmak Bebeğe, Yarın ameliyata gidecek prematür bebeğimiz Demirci Bebeğe, Karaciğer yetmezliği olan ve karnından her gün sıvı çektiğimiz Karagöktaş bebeğe, 24 haftalık dünyaya gelmiş olan nice badireler atlatmış olup halen yaşama tutmaya çalışan Gökalp bebeğe, Onların ümitli, umutlu anne babalarına bu güzel günlerde gecelerde dua eder misiniz?..
Buralarda dünyaya uzanan eller var..
Buralarda duaya açılan anne baba elleri var..
Siz de ortak olmak ister misiniz?...

Selam dua ve muhabbetle, Ramazanınız hayrolsun efendim...