28 Şubat 2009

Hastayı USG'ye gönderdik, 43x14 mm bir nekroze LAP ile uyumlu bir bulgu geldi.(Kulağa iyi bir şey gibi geliyor en azından kansere göre) Ama hastanın lezyonları ortasında nekroz içeren nodüler yapılar olduğu için, bu iyi huylu bir LAP'tan çok sağdaki hastalığın sol tarafa yayıldığını gösteriyordu.
Genel Cerrahi'ye danıştık, biyopsi için ameliyat listesine aldılar ancak,
sağ tarafının acısını henüz kaldıramayan hasta, sağlam zannettiği sol tarafını da tabiri caizse "bıçak altına yatırmak" istemedi..
Sağ tarafı onun koltuk değneği misali dayanma noktası olmuştu..
Soluna yatamadığından, bir o taraf kalmıştı..
Operasyonu kabul etmedi, tedavisi bittiği için biz de Konya'da ilgili bir merkeze başvurmasını önererek taburcu ettik..

Bu hasta benim için başlangıçta çok zordu, daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Ama zahmette rahmet vardır.
İyileşmeyecek, kapanmayacak bir yara da olsa, birinin onunla ilgilenmesi, ona bakım yapması hastayı o kadar rahatlattı ki..
Etraftaki insanların etkisi altında kalıyoruz çoğu zaman..
Hasta ilk geldiğinde herkesin tepkisi, "bu hasta niye geldi ki, nasıl uğraşacağız şimdi, zaten bi fayda göreceği yok, aaa yine mi o hasta"
gibi şeylerdi.
Ben de etrafın etkisiyle bir olumsuzluğa kapılıp, hastaya hiçbir faydamın olamayacağı düşüncesindeydim..
Ama öyle değildi işte..
Son dönem hastası bile olsa,
Bir saat sonra ölecek bile olsa,
Birine şefkat göstermek, birazcık ilgi göstermek,
Birazcık yarasına merhem olmaya çalışmak dahi, o hasta için tahminimizden çok daha kıymetliymiş..
Bunu çok iyi anladım..
Ve bundan sonra etrafımdaki diğer doktorların yorumu ne olursa olsun,
Hastaya kendi penceremden bakmaya çalışacağım..
Çünkü anladım ki, herkesin doktor olma amacı aynı değil.
Herkesin, hayata bakış açısı, insana verdiği değer ve sevgi aynı değil...

Bu eminim sadece bizim mesleğimiz için geçerli değildir..
Bir çok insan yaşadığı kişilerin tesirinde kalıyor ve sürüp giden düzene "den den " işareti olmaya devam ediyordur.
Örneğin başarısız denilen bir öğrenciyi tüm öğretmenler aynı önyargıyla görüyor olabilir..Bu nedenle belki kimse farklı yönlerini görmüyor, kimse ona yardım etmiyordur..
Ne bileyim..
Dilerim siz değerli okurlar, biz, hepimiz yani
Hissetmeyi, yaşamayı, sevmeyi atlamayız..
Ve bulunduğumuz ortamın olumsuz tesirleri altında kalmayız.

Sevgiyle..
Rabbim Tüm hastalara şifa versin
Amin...

24 Şubat 2009

5. Pansuman,
Ben yaraya bakım yapmaya alıştım ama, hasta acıya alışamadı tabii ki ve
acı artmaya devam ediyor.. narkotik ağrı kesicilerle devam ediyoruz.
Bugün yine yarada bir iyileşme emaresi olmadığı gibi, vücudun karşı tarafında elime
bir başka kitle geldi. . Ultrasonografi istedim..
Yarın çıkacak sonucu..İnşallah başka bir şeydir..

18 Şubat 2009

Bugün ikinci pansumandı.
Yine canı yandı hastanın, benim de tabii..Ama onunkinin belki binde biri..
Hocam, hiç kapanma ihtimali yok mu bu yaranın dedi,
Üzgünüm, gittikçe daha kötü oluyor, ne diyebilirim ki,
Enfekte bir cilt kanseri..

Bazı yaralar vardır, ancak birazcık küçülebilir
Ama maalesef tam olarak kapanmaz.
Ampute iki bacakla yaşayan
üstelik belden dezartikülasyon imkanı da kalmamış bir hastaya
bunu söyleyebilmek
acıtıyor içimi..

Yapabilecek şey,
Bol morfinli bir medikasyon,
ve yaksada canını,
steril bir pansuman..

Söyleyebilecek tek şey,
'Allah acılarınızı dindirsin'

17 Şubat 2009

Kapanmayan Yaralar

Hatırladığımda istemsiz bir şekilde sıçrıyorum..
Bugün pansumanını yaptığım yarayı...Oysa öğrenciliğimde ne yaralar görmüş, ne dikişler atmış ne ameliyatlara girmiştim..
Ama şimdi bu yara benim kanımı donduracak denli ürkütüyor..
Rabbim kimseye kapanmayan yaralar vermesin..
Pansumanı kaldırmakla birlikte kopup giden nekroze parçalarla birlikte hastanın inleyişi...kıvranışı...
Bunları yazma sebebim, hala aklımdan çıkmıyor olması
Hala hatırlayınca sıçrıyor olmam..Ve yarınki pansumanın nasıl olacağı kaygısı içimde..

Tekrar tek anlamlı söz olarak
Rabbim kimseye kapanmayan yara vermesin diyorum..
Ve henüz yarası olmayan tüm insanlığa da bu ibretler ile
Şükretmeyi, teşekkür etmeyi yaşatsın inşallah...