26 Mayıs 2008

far away


far away
Originally uploaded by marxon
uzak, çok çok uzaklara, bedeninden kilometrelerce ötelere kanatlanır bazen ruhun..
yakın, çok çok yakın hayatlara değemeden, teğet geçip gidiverirsin bazen.. bazen sadece seyircisindir hayatın dönüp giden serencamına.. tutmak istediğin hayat, silmek istediğin gözyaşıyla aranda bazen mesafeler vardır aşılamayan.
kaç hayat gelir geçir gözlerinin önünden, yüreğinin içinde acı acı adımlar atıp, sessiz çığlıklar bırakıp giden hayatlar...
ve hayatın kırıklarını tamir etmeye yetmez ömrün..
acizsindir, çok aciz..

milyonlarca yağmur damlası düşüyordur yere ve sen bir iki tanesini bile tutamazsın avuçlarında..
o zaman anlarsın ki her şey bir Kudret tarafından himaye edilmiş, kuşatılmış.. her şeyin bir sahibi var.. sen ise minicik ufacık bir noktasın yeryüzünde..hiçbir şeye elin yetişmiyor..
hayat kırılıyor, tutamıyor, tamir edemiyorsun, ancak O dilerse tamir olunuyor her şey..
acizim diyorsun..
O'na yöneliyorsun....
anlam veremediğin şeylerin anlamının ardını O'ndan biliyorsun
seyirci kaldığın, taa uzaklara dalıp gittiğin hayat manzarasının bir kenarında, sadece bir iki çalı çırpı toplayıp,
bir iki yaraya merhem sürüp, bir iki gülücükle geçip gidiyorsun...
ayeti hatırlıyorsun..

Yeryüzünde ne varsa Biz dünya icin bir süs olarak yarattik ki, insanlardan hangisi daha güzel isler yapacak diye imtihan edelim. Onun üzerindeki herseyi Biz elbette kupkuru bir toprak haline getirecegiz." Kehf Suresi, 18:7-8


dünya..bir süs..bir oyun ve oyalanma olarak tarif ediliyor..
geriye kalan..yapılacak güzel işler oluyor...
kupkuru bir toprak olacak şu uçsuz bucaksız yeryüzünün üstünde ufacık işlerimiz, belki kalbimizle eylediklerimiz, belki azıcık sabrımız,
tevekkülümüz, belki gülümsememiz, daha bilmediğimiz nice şey..
aczimizin yanında, beka'ya gidecek nice şey...

uzak, çook uzaklara düşüyor ruhumuz bazen...
beden subkortikal çalışıyor..ameller anlamını ve niyetini yitiriyor ...
çok yakınına, bedenin kalbine indirmeli ruhu...
yakın, çok çok yakın eylemeli....