aynı bedende geçirdiğimiz bir ömürden kaynaklanan "uyuşuklukla" seyrederiz ölümsüz hayatımızın sahne arkasını.
yaşadığımız her saniye,
kendimizle geçirdiğimiz fırtına dolu her an,
sabahın erken saatlerinde kapımızın önünden geçen çöp kamyonunun gürültüsüyle uyanmamız,
beklenmedik olarak tanımladığımız olaylarda nasıl tepki vereceğimizi hesaplamamız,
her sabah;aslında görülmesi gereken pek çok hikmeti bulunan fakat kıyısıyla köşesiyle ilgilenmeyip "şöyle bir bakmakla" yetindiğimiz okulumuza gitmek için kaldırılmamız.
bunların tümü,
aslında bize kendimizi anlatan coşkulu bir senfoniyken,
nedense hepimizde "yoğun bir uykunun,hatta baygınlığın" aracısı bir "ninni" etkisi yapıyor.
gözlerimiz, kalıcı bir pitozun etkisiyle çarpılmış kapaklarının ardında perdelenmiş.
kadim nosiseptörümüz "vicdan",
tonik bir şekilde sürekli hayatın bir "reklamlar dizesi" olmadığını,
reklam arası sandığımız dakikaların aslında hasılat rekoru kırması gereken filmin ta kendisi olduğunu bize pulslu bir şekilde "dürterek" hatırlatırken,
biz,
vehimlerimizle kendimizi zehirlemeyi,içimizdeki ayıraçla baş başa kalmaya tercih ediyoruz.
"bum."
"bum.""şu saniyenin bir anlamı var."
"bum.""önünden geçen adamın ne kadar çok ayrıntısı var."
"
bum.""adım atarken kaç kasının senkronize bir şekilde çalışması gerektiğini düşün."
"bum.""kaos sandığın şeyin aslında "sana karmaşık gelen" bir düzeni var."
"bum."
"temellendirmelerin seni bekliyor."
"hayır,bu sana yakışmıyor.önceliklerin nerede senin?"
"bum.""bu istediğin,yapman gereken mi?"
"bum.""ana önem vermeden harcadığın bu an,senden kaç "an"ı götürüyor?"
davulun sesi hep uzaktan hoş geliyor.
hep kendi davulumuzu başkalarına duyurmaya çalışırken,
kalbimizin tam ortasında gümbürdeyen hakikate kulaklarımızı tıkıyoruz.
sahnenin figüranları saydığımız toplumun diğer fertlerini göz ardı edip duruyoruz.
ya kaçıyoruz onlardan,
ya da beklentilerimize cevap vermediğini sandığımızdan bizi uyutmalarını bekliyoruz.
"bum.""sana hakaret eden adamın gözlerinin içine bak."
"bum.""onun varlığı gereksiz değil,sadece olmaman gerekeni gösteren biri."
"bum."
"oku ibreti.kaldır başını göklere;ara,var mı eksikliği?"
"bum.""eşsiz olan sadece sen değilsin.bir solucan bile senden daha eşsiz."
"bum.""uyan artık."
koyalım kalbimize steteskopları,
ister apex cordise,ister sternum üstüne,
nereye istersen,
kendimizin gerçeği tokmağıyla "içimizde."
her birimiz diğerinden farklı,
ama hiçbirimiz, birimiz için bile gereksiz değil.
anın anlamı,öteki anların harmanında saklı,
ve hiçbir an,bir diğerinin mahkumu değil.
"bum."
Yazan: hattatFotoğraf: 3blindmice