31 Ocak 2008

Çırpınış


within my garden ...
Originally uploaded by jude
şu küçücük kuş gibi çırpınıyor yüreklerimiz...bir dakika bile durmadan göğüs kafesimizde pıt pıt atıp, can suyunu pompalıyor duruyor..
kalp bir yanda çırpınıp dururken, ruh da beden mahpusluğunda çırpınıyor olmalı...yaşadığımız şu kaotik süreçte, hiç çırpınmaz mı ruh?..hiç çarpışmazlı benlikler?..hiç uçuşmaz mı hayaller, ümitler?...
çırpınan yüreğim "an"ı yaşamaktan geriye dönüp bakamaz oldu..çünkü geçmişe ya da geleceğe bakabilmek, durup düşünmek ister, tahayyül ister, ve en önemlisi vakit ister.
Vakit nimetini çok iyi kullanamadığımız bu dönemde, tüm bu muhasebelerden de uzak kaldım sanırım..
geriye dönüp bu bir ayı düşünmek istiyorum..
öyle çok şey gelip geçti ki gözlerimizin önünden..öyle çok hayat..öyle çok acı...öyle çok ibret...
her nöbet ayrı bir alemdi muhakkak..her insan ve her olay bambaşka kapılara açılıyordu..hangi kapıyı anlatsam..
yakın geçmişten başlayarak sıralasam...80 yaş üstü hastalar mesela..bir asıra yakın yaşamlarına neler sığdırdılar kim bilir..
en acısı, ömür nihayete erecekken, kimsenin kendilerine sahip çıkmaması olmalı..80li yaşlarda bir beyefendi, uzman nörolog ve uzman psikiyatrist, bir bakımevinden getirildi üstülelik çocukları olmasına rağmen...ne acı..
bir başka beyefendi, 1 ay önce sağlıklıyken birden geçirdiği felç ile yatağa mahkum kalınca, ve bir lokma ekmek verecek bir kişi bile yanında olmayınca, 1 ay hiç beslenmemişti hiçbir yere kıpırdayamamıştı..ve bir ayda sırtında 20x30cm'lik bir yatak yarası açılmıştı..tüm organları görünüyordu.."su" diye inlediğini seçebiliyordum yalnızca...ve ertesi gün vefat etti..Allah rahmet eylesin..
bir başka 80 yaş üstü hanımefendinin ise beni görmeden kendisiyle ilgilenen kızı, gayet kırıcı ve kaba davranırken, beni gördüğünde annesine tatlı dille güler yüzle bir şeyler söylüyordu...utandım..o insan adına o insanın annesinden utandım...
gencecik kızlar gördüm, bir sürü ilaç içip canına kıymaya teşebbüs eden..ve bir tarafta 80 yaşında yaşamaya direnenleri de..
genç olan yaşlı olanı, yaşlı olan genç olanı anlamıyordu..
hayatı bir film izler gibi izliyoruz bir aydır...acılara şahit oluyoruz ve bazen mutluluklara...
kan değerlerine bakıyoruz bütün gün..pek çoğu nizam içinde olması gereken değerler arasında seyrediyor..sağlık ne müthiş şey diyoruz..ne büyük nimet..
çok şükür diyoruz..bedenimize, ailemize, konumumuza..her şeye..
tüm bunlara dil ile şükretmek kafi olur mu hiç?....
Rabbim çırpınışlarımızı şükreylesin..Bize merhamet eylesin..
Ve tüm gafletimiz için bizi affetsin...

Dün tefe'ülde çıkan satırlardan bazıları sanırım buraya uygun düşecek..Mevlana diyor ki: "Dünya nedir? Tanrı'dan gafil olmaktır..Kumaş, para, ölçüp tartarak ticaret etmek ve kadın; dünya değildir." 1/983
ardından kitap diyor : Ölçü harika dedim kendi kendime. Zenginlik, çok para, çok altın, servet, kadın Dünya ya da zindan değilmiş meğerse. Sadece bunların insanı sahibinden gafil etmesi, habersiz bırakmasıymış. Vay canına asıl işi anladım şimdi. Ne olduğumuz neye sahip olduğumuz değil mesele. Kiminle olduğumuz. Asıl iş O'nunla olmak. Bu servetle de mümkün. Parasız da. Yapılması gereken O'nun verdiğini onun için harcamak sadece. Paraysa para. Sağlıksa sağlık. Bilgiyse bilgi. Ömürse ömür.

işte böyle dedi tefe'ül...ve etkiledi hepimizi derinden...
bi çırpınış da böyle bitti...

O'nunla kalın inşallah efendim.....

27 Ocak 2008

Beynimin sağ yarısı kaç bu tıp fakültesinden diyor :)...

Merhabalar, siteyi şifrelendirme işleminden, arkadaşlarımın önerileriyle şimdilik vazgeçtim. Bu sırada ismini bilmediğim pek çok okuyucu ile tanışmış olmaktan ve onların sayfalarını da öğrenmekten çok mutluyum, ilginiz için teşekkür ederim.
Selam ve dua ile..

Küçük mavi çiçek


Happy flower
Originally uploaded by kimtojin
Çiçekleri ve baharı özledim,
Renkleri, renkli sözleri, renkli gülüşleri özledim.
Lisedeyken, Kızılay Sakarya'daki çiçekçilerin önünden geçip rengarenk çiçeklerin mis kokuları içinde dolaşırdık. Kış günlerinde içimize ferahlık yüzümüze tebessüm gelirdi :) Bir buket çiçekle görünürdü kapıdan bir arkadaşımız..Birbirimize çiçek vermek için özel günlerin gelmesi gerekmezdi. Çiçek sevgiydi, çiçek renk ve mutluluk..Ve dört duvar içinde bunalmış ruhlarımıza bir aydınlık...
Ruhlarımız toprağı, masmavi gökyüzünü, uçsuz bucaksız arazileri arzulardı..Ama binlerce arabanın, dumanların ve yüksek binaların olduğu Kızılay gibi bir yerde geçirmek zorundaydık günlerimizi..
Şimdi yine dört duvarlardan bunalmış bir halde, rengarenk bir çiçek hayal edip bir nebze ferahlıyorum...
Rabbimin çiçeklerle bezeli tarlalarda, ormanlarda yürüyüp koşabileceğimiz günleri nasip etmesini diliyorum...
Ve benim gibi dört duvar arasında bunalmış olanlara bu minik mavi çiçeği uzatıyorum :)
Selam ve muhabbetle...

20 Ocak 2008


I Couldn't Love you More
Originally uploaded by Kim McCabe
23 yaşında bir annenin kalbi durmuştu dün,
3 aylık bebeği beşiğinde onu bekliyordu...
Nefesi de kesilmişti annenin..
Çok şükür Rabbim öksüz bırakmadı anneyi,
Çok şükür kalp mesajı durmuş kalbi Allah'ın izniyle yeniden çalıştırdı..
Çok şükür makineler soluması durmuş akciğerleri harekete geçirdi yeniden..
Çok şükür geç kalınmadı bu kez..
Ve sağ salim kurtuldu anne...

Çok şükür...

04 Ocak 2008

Acı...


cure for pain - 2
Originally uploaded by -sel
Acı...
Yürekleri kaplayıp bedenleri titreten..Gözleri nemlendiren, umutları söndüren acı.
Hastaneleri acılar bürümüş...
Kolları iğnelerle delik deşik olmuş bedenler acı çekiyor..Kiminin gözünden yaş geliyor acıdan..Kimi yalnızca bir "ah" diyor..Kimi yutuyor acıyı, sindiriyor...
Beden öyle bir libas ki, hastalandığında ruha dar geliyor..Ve hastalanmadan bilinmiyor ki, ne kadar sağlıklı yaratılmış, her şey ne denli muntazam...
En ağır hastaların bile tetkiklerinde kan değerlerinin çoğunun normal sınırlar içinde olduğunu görüyorum..Hasta dediğimiz bir bedende dahi aslında sistemlerin çok büyük bir bölümü muazzam işliyor..
Ne çok hastalık var bilmediğimiz, ne çok acı var başımıza gelmeden bilmediğimiz-bilemediğimiz...
Herkes için kendi acısı tüm acılardan büyük. Oysa büyüğün büyüğü var hastaneler şahit..
Türlü türlü marazlar..Hangi sağlam sistemimize şükretsek?..Saysak dahi bitiremeyiz ki..Öyle aciziz..Bu aciz bedenleri muntazam yaratan Rabbimizden ise öylesi uzak..Rabbim yakın eylesin bizi..
Çekilen acılar, ukbayı güzelleştirsin inşallah..
Acı ekilen yürekler sabırla Rablerine yaklaşsınlar inşallah...
Acı çok büyük bir imtihan..
Rabbim bu imtihanları isyansız, nisyansız, teyakkuz ve vecd halinde başarıyla tamama erdirmeyi nasip etsin.
Amin...

Kar tanesi duası- Senai Demirci

“Üzerimize cemaliyle yumuşacık ve şeker tadında karlar indirip,celaliyle dağları ve yolları kara bürüyen Rabbimiz...Kalplerimize kar tanesinin paklığını indir...Mutluluklarımızı kar taneleri sayısınca çok eyle...Hüzünlerimizi rahmetinin dokunuşuyla kar taneleri gibi erit..Dostluklarımızı her bir kar tanesi gibi özel ve güzel eyle...Bizi senin rızan yolunda uçuşan kar taneleri eyle...Günahlarımızı gufranının karında yıka ve temizle...”

Senai Demirci - Kar tanesi duası

paylaşan:T.Börekçi