10 Kasım 2011

Sonbahar..

Floating Jewel by forester.jake
Floating Jewel, a photo by forester.jake on Flickr.

Sonbahar sonlarında, eğer yapraklardan, son yeşillerden, son çimenlerden uzak geçiyorsa günleriniz, bir soluk almak için rengarenk yaprakları izlemek güzel olacaktır..
Hayatımızdan bir mevsim daha gitmektedir, yapmadığımız bir şeyler de beraberinde uçup uzaklaşmaktadır..
Ama bazen anı yakalayabilmek için bir yaprağın peşine düşmek,
esen rüzgara kulak vermek kafi olabilir..

Ruhumuzu terennüme açmak ne güzel..
Ne güzel Rabbimin yarattıkları..

Onlardan uzak olmak ise boşluk ve karanlık..
Ruhumuz için bir zindandan farksız..

14 Eylül 2011

Gözlerini semaya diker öylece bakarsın bazen, bakarsın da bir tek kıpırdanış göremezsin..Bakmaktan bıktığın bir anda ise, görmek istediğinden fazlası doluşur görme alanına..
Ellerini açar öylece beklersin bazen,
Hiçbir şey yağmıyor gökten, dolmuyor avuçlarına gibi gelir..Bazen de, doldurmaya güç yetemeyecek sağnaklar altında kalır da ellerini açmaya muktedir olamazsın..
Çok istersin bazen..
Çok beklersin, ancak ulaşamazsın
O noktada, bir kainat kelimesiyle tanışırsın

"kısmet"

O, her dünyalının kabul ettiği, evrensel bir kelimedir..Herkes bir kısmeti olduğunu bilir..Bilir de, kimi zaman gönlü elvermez, kimi zaman aklı almaz herkesin..

Herkesin bildiği bir kelimedir evet "kısmet"..
ama çoğunun kısmetinde ise henüz bir bilinmeyen olarak kalmıştır..

Kısmet, rızayı çağrıştırır aslında, en çok rıza ile bağdaşır..
Teslimiyet ve tevekkülü ardından..

Bu yüzden bir gönül inşirahıdır aslında bu kelime..
Bir dilediğimiz olmadığında,
içten bir "kısmet.." demek, kaderde karşımıza gelene razı olmanın güzel bir dilidir..

Bunun için, bugün, beklediğim ya da beklemediğim ne kadar çok şey varsa kısmet payıma düşen,

şükürler olsun..
Şükürler olsun Rabbime ki,
"kısmet" kelimesini verdi, ve böylece bir yöneliş, bir sabır ve tahammül nasip etti..

03 Eylül 2011

Günler var ki karanlıklardasın,
aydınlığın arayışından dahi uzaktasın
bir telaşla dünyanın bir tarafında dolaşmaktasın..
Maddeden yapılmış her cins şeyin etrafındasın..
Maddeye yaklaştıkça, manadan uzaklaşmaktasın
ve böylece kaybolmakta huzur, sükun, mutluluk..

26 Ağustos 2011

Uzun günlerde sabır selametti..

Bir aydı, on bir aydan sonra, on bir ayın önünde gelen..Oruçla, duayla, infakla dolu bir aydı.
Gün uzun, iftar geç, imsak erkendi kimilerince..Sahura kalkmak, uyku arasında yemek yemek, yemeğin üstüne yatmak, sıcak bir günde su içmeden durmak, zordu kimilerince..Ancak her zorlukla beraber bir kolaylık vardı, ve kolay kılmıştı merhametli Rabbimiz tüm ibadetleri de..Bir sabır sınavıydı, bir müddeti vardı, sonunda doymak emeli ve ümidi vardı, sonunda uyumak, sonunda dinlenmek..

Ve saatler süren açlık sonrası türlü nimetlerle donatılmış sofralar vardı.

İki sofra arası açlık, iki şükür arası sabır vardı.

Uzun günlerde, sabır selametti, esenlikti, bereketti..

Lakin bir de hiç doyamayanlar vardı..

Açlığı iliklerine kadar hissedip, akşamında zengin sofralara oturamayanlar, hatta bu ıstırap ile ölenler..

Afrika’da aç bebekler vardı, yaşlılar vardı, yardım kamplarına yürümeye dahi takati olmayan..

Uzun süreli açlıkla organları harap olmuş bebeklerden her gün yirmi kadarı hastanede ölüyordu..Günlerce, haftalarca aç kalan minicik bedenlere, sonrasında ne verseniz çare olmuyordu..

Oruçlu geçen saatler uzundu bu yıl..Açlık belki daha yakinen hissedilebiliyordu, bunun için bu yıl oruç tutmak zordu kimilerince..Doğrudur, açlık zordur, nimetlere elini sürmemek zordur ama belki süreli olarak yaşadığımız bu açlık, sahip olduğumuz imkanların ve lütufların bir miktar da olsa farkına varmamızı sağlayabilir..

Evet, bu yıl sıkça duyduğum bir şeydi..

Günler uzun, oruç tutmak zor, gece yemek zor..

Peki ya kolaylıkları hayatın?..

Bolluk ve rahatı?..

Ve bunların eda edilmesi güç şükrü?..

Bunların kıymeti neredeydi..

İyi ki uzundu bu yıl günler, çünkü kurak topraklarda aç kalan bebekler, tüm bu kuraklığı, belki de bu uzun günlerin oruçlarıyla daha çok hisseden kimseler tarafından doyuruldu..

Somali’ye gani gani yardım yağmuru yağdı.

Açların bir kısmı olsun doydu..

Bebeklerin bazıları ölmedi..

Kursaklardan bir kaç lokma yemek geçti..

Engin rahmet ve merhamet sahibi Rabbim, ne güzel bir fırsat gönderdi..



Şikayet etmeyen, açılmış şükür kapılarından içeri giren, yüreğini Rahmana açıp, O’ndan aldığı merhametle insanlara merhamet eden, sabreden, bağışlanma dileyen, tesbih eden kullar için, ne güzel bir ay oldu..

Ayların sultanı Ramazan, günlerin uzamasıyla bu yıl ne güzel oldu, ne büyük güzelliklerle doldu..

01 Mayıs 2011

Bosna-Hersek

8-9-10 Nisan Bosna-Hersek gezimizden kareler..1. Saray Bosna (Sarajevo) 2. Jablenica 3. Sarajevo Şehitlik 4.Mostar 5. Travnik





3 günde kaç farklı aleme gidip gelmeydi Bosna-Hersek'te yaşadıklarımız..Bir yandan o kadar bizden ve öte yandan bizden o kadar uzak bir ülke ki..Saray Bosna'da dolaşırken sanki İstanbul'da dolaşıyorsunuz, insanları ise bizim insanlarımız..Öte yandan herbir yanı kaplayan kabristanları görüyorsunuz..18 yıl önce yaşanmış bir savaşın her yerde izleri var, silinemeyen ve silinemeyecek olan..Bununla birlikte her mezar başında, nisan ayında açmış taze çiçekler var, kimisi kök vermiş kabristanın toprağına, kimi de şehit yakınları tarafından tazece koparılıp bırakılan..Mezar taşları var, kimi 20 kimi 40 yaşında olan..Herbirinin ölüm tarihi 1993-1995 arası değişmekte..Onarılamamış binalar var, dokusu kurşun deliği, rengi barut grisi, duvarları yıkık, camları kırık..Bir de bütün bunlardan bihaber gözleri masmavi ışıldayan küçük çocuklar var, Türk misafirlere gülümseyen. "Türkiye kardeş ülke" demeyi öğrenen İbrahimler, Ahmetler var. Hüzün dolu bir ülke..
Bununla birlikte yağmurdan nasibi yüksek, bereketli topraklar, yemyeşil vadiler, dört bir tarafından sular akan, nehirler coşan bir ülke..
Mostar'da yeniden inşa edilen hilal kavisli köprünün dahi boynu bükük hala..Ama bir horasan ereni tekkesi var ki, Avrupa'daki tek kaynaktan çıkan en büyük nehrin kıyısına kurulu, duvarında "hu" nakışı yer alan, onu gördüğünde, bütün bir ülkeyi ışıldatacak bir ümit kaplıyor insanın içini..
Bundan 17 evvel ben küçük bir çocukken yüreğimden dökülen Bosna gözyaşları vardı..Ancak ne uzakmışız tüm yaşananlara, tüm acılara, yerinde gördüğünde daha iyi anlıyor insan...Tüm şehitlerin ruhuna bu vesile ile rahmet diliyorum Yaratan'dan...
Anlatmak için kelimeler kifayet etmiyor, gidilesi, görülesi, hissedilesi, tekrar dönüp tekrar ziyaret edilesi yerler...
Fotoğraflar:  Aşk-ı Beka

22 Ocak 2011


Bazen susmak ve seyretmek en güzel yolu iletişim kurmanın..Sadece bakmak güzel çirkin her şeye..