Beş yıldır kalbim kırık benim..Beş yıldır kederliyim.
Beş yıldır öğrencisi olduğum üniversitede, hiçbir zaman kuralları çiğnemedim, çiğnemedik. Kimseye bir zarar vermedik.
Beş yıldır, suçlu gibi güvenlikçi barikatını geçerek girdik okulumuza..
Şuraya örtüyle girilmeyecek denildi, girmedik..
Geçen yıl bu vakitlerde, bahçedeki kafeteryaya da girmeyeceksiniz denildi, girmedik..Bir yıldır okulda yemek dahi yemedik..
Boğazımızda düğümlendi yeyip içtiklerimiz..
Geçen gün şenlik vardı okulun bahçesinde, arkadaşların ısrarıyla kısa bir süreliğine kafeteryaya girdik, çok büyük hata ettik.
Bizim gibi "suçlu (!)" insanların ne işi vardı orada..
Hemen güvenlikçi geldi ve dışarı çıktık. Toplam 1 dakika sürmedi..
Bahçe -kampüs değil hastane olduğu için- durabildiğimiz tek yerdi.
Bir müddet sonra başka bir güvenlikçi geldi, içeride bizi 5 sn gördüğünü söyleyerek, sanki dünyanın en kötü işini yapmışız gibi bizi suçladı, azarladı, tehdit etti ve gitti..
Yanağımdan aşağı yaşlar döküldü..
Nasıl girmiştim ki oraya, ben "nasıl" unuturdum "kimliğimi?"...
Hasta yakınlarının başörtüyle girebildiği, benimse asla içeri alınmadığım sosyal tesisler çok kıymetliydi, benim gibiler oraya girerse, maazallah yer yerinden oynar, ülke başımıza yıkılırdı..
Kalbimin kırıklığının beşinci yılında, taa en başındaki gibi hislerim.
Hiç tamir olmadı ki, ve ben hiç alışmadım ki..
Kalbimize ne yaptıklarını biliyorlar mı?..Bir genç kızın yüreğinin incinmesi mutlu ediyor mu onları ?..
Görmüyorlar mı gözyaşlarını?..Görmezler, bakmazlar bile..
Hem baksalar bile dışımızdaki içimizdekinin ne kadarı ki?..
Çok kırıldım..Zaten hep kırgınım..
Diyecek başka bir şey yok...
17 yorum:
ulkemiz icin ne kadar hazin bir durum, Allah akil, fikir versin size ve hepimize de sabir...
hani tarih kitaplarinda bazi olaylari okuduktan sonra "insanlar bu durumu nasil kabullenmisler? nasil bu sekilde yasamlarini surdurmusler?, yapilan yanlis uygulamalara neden ses cikartmamislar? neden tepki gostermemisler?" dedigimiz olaylar varya. mesela dogarken esit haklara sahip olan insanlarin daha sonralari kole,isci, burjuva gibi sinifalara ayrilmasi orneginde oldugu gibi.
belki bugun degil belki yarin da olmayacak ama sundan cok cok eminim bir kac nesil sonraki insanlarimiz bu olaylari okuduklarinda hayretler icerisinde kalacaktir. boyle bir ayrimin nasil yapilabildigine inanamayacaklar, bizlerin nasil bir ruh hali icerisinde oldugumuzu cok cok merak edeceklerdir.
sanirim isci, kole, burjuva donemindeki insanlar icinde bulunduklari durumu kabullendiklerinden mevcut durum onlara normal geliyordu. dua ediyorum simdiki durum hicbir zaman icin bana normal gelmesin.
sizin duygularinizi anliyor ve acinizi icten paylasiyorum.Bu kurallari koyanlari, onlari, Allah cennet nimetinden uzak kilar inseallah.
Selamlar
Umm Eyyub
Hep kalbi kırık olmak çok zor ben de bilirim...Allah bizim kalp kırıklarımızı tamir etsin ,etsin de kıranlar kırdıklarına bin pişman olsun.....Fatma
:( canim arkadasim okurken cok kotu oldum.belki yasadiklarini tam anlayamam ama dualarimda oldugunu unutma ins. Bu duzen elbett bir gun degisicek....
perspectives - Amin, inşallah..
sadettin polat- Dediğiniz gibi, inşallah bu duruma alışmayız, bu durumu kabullenmeyiz..
Zaten kabullendiğimizde, kurtulmayı istemediğimizde, dua etmediğimizde, kurtuluşun gelmesi gecikmez mi?...
2007 yılındayız, ve medeniyetin manası hala anlaşılamamış olmalı ki tüm bunlar başımıza geliyor.
dilerim bahsettiğiniz günler gelir bir gün ve gelecek nesil bunları yaşamaz..
umm eyyub, fatma ve irem, teşekkürler.
duaya çok ihtiyacımız var..
kalbi kırıkları ancak kalbi kırıklar anlarmış aşk-i beka.
yanağımdan yaşlar süzülüyorsa, bir şeyler kıpırdıyorsa içimde, bil ki anlıyorum seni ve hissediyorum acını, hüznünü.
ve diyorum ki,
bu da geçer ya HÛ
bu da geçecek ya HÛ
hangi gözyaşı, hangi ah yerde kalmış ki bu kalsın.söylenecek onca şeye , bir gözyaşı yetiyor nasılsa.kelama ne gerek artık.
İnsaf sınırları çoktan aşılmış, vicdan gözyaşı dökerken sabır taşı çatlamak üzere... Bu zulümlerin, hele hele de mukaddesata karşı işlenenlerin esas cezası Mahkeme-i Kübra'ya kalıyor büyük ihtimalle. Ve o ulu divanda herşeyin hesabı verilecek bir bir. Kur'an-ı Mucizül Beyan'ın eşsiz ifadesiyle:
“Sen, o zâlimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme! O, sadece onların, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir. O gün onlar başlarını dikmiş, gözleri donup kalmış, kalpleri bomboş koşup dururlar.” (İbrahim Sûresi, 42, 43)
Bu olaylara sebep olanlara beddua etmek isterken, yakın zamanda bir dost sohbetinde sohbeti yapan ağabeyimizin okuduğu ve o günden sonra zihnime kazınan bir hadis-i kudsi bedduadan ziyade duaya sarılma ve kendi içime dönerek kendimi sorgulamam gerektiğini hatırlatıyor bana. Ve ben susuyorum...
“Ben Allah’ım ve benden başka hiçbir ilâh yoktur. Meliklerin mâlikiyim, meliklerin melikiyim. Meliklerin kalbi benim (kudret) elimdedir. Şâyet kullar-halk bana itâat ederlerse, onların başlarındaki meliklerinin kalplerini onlara doğru, yumuşak ve şefkâtli olmaları şeklinde çeviririm. Ancak kullar bana karşı âsî olurlarsa, başlarındaki meliklerinin kalplerini onlara doğru, kızgınlık ve öfke ile yönlendiririm. Onlar da halka türlü türlü işkencelere tâbi tutarlar. Kendinizi meliklerin aleyhinde (bed)duâ yapmakla meşgûl etmeyiniz. Fakat kendinizi zikir, duâ ve tazarrû ile meşgûl ediniz. Ki, sizin meliklerinize karşı ben kâfî geleyim/gelirim. Onların hakkından ben gelirim.” (Ebû Nuaym, Hilye, II, 388)
Kainatın Sahibi'ne tekrar yönelmenin; dualarımızla, gözyaşlarımızla, ibadet-ü taatlarımızla, ihmal ettiklerimizi telafi etmelerimizle En Yüce Kapı'nın tokmağını vurmamızın zamanı...
Gönlü kırıklarla beraber olduğunu buyuran Alemlerin Rabbinin kırıklarınızı onarması duası ile...
Son olarak sizin için küçük de olsa bir teselli olacağına inandığım bir adres ekliyorum. Nijeryalı bir bayan kardeşimiz Eşref Ziya'nın Ağlama Karanfil isimli güftesini okuduyor. Rabbim yar ve yardımcınız olsun...
http://www.samanyoluhaber.com/index.php?khide=1&hid=45564
okurken nekadar uzuldum anlatamam en son 1998'de Turkiye'de okudugum unv'nin kapisindan girmistim ama sadece veda icin arkdaslarima:( simdi hala okuyorum, ve ailemden cok uzaklarda kendi cekirdek ailemle birlikteyim ve benimle ayni donemlerde unvdede olan esim 5 yil once mezun oldu unv'den bense hala okudugum bolumu bitirmeye calisiyorum....simdi ben buna sebeb olan insanlari nasi affedeyim, nasi hayr dua ediyim, sadece onlari Allah'a havale ediyorum icim ancak oyle rahatliyor...
Üniversite üçüncü sınıf öğrencisiydim ben ilk başörtüsü yasağı getirildiğinde.O gün okulun lavobosunda gördüklerimi beynimin bir yerine kazıdım, arkadaşların gözyaşları ve yaşadıkları sıkıntılara şahit oldum.Aradan yıllar geçti ve aynı acılar devam ediyor.Ben belki tam idark edemiyorum yaşadığınız üzüntüyü...
Bu duruma alışmamış olmanız sevindirici bence, hiç alışmamalısınız, dilerim alışmazssınız...
Bir gün insanların sahip oldukları meziyetleri düşünderek onlara değer verdiğimiz günler de gelecektir, renk, dil, kılık kıyafet ayrımı yapmadan insani vasıfları taşıyan herkes birbirine kucak açacak o zaman.
Efendimiz s.a.v. amcası öldügünde kendisine yaplan zulümlerin dayanılamaycak boyuta geldiği bir anda Allahım hüznümü sana havale ediyorum diyor. Yazıyı okurken kendim yaşamış gibi hissettim.zaten bu mesele benim büyük hicranımdır.İnşallah güzel günler gelecek az kaldı. az daha sabır az daha gayret inşallah.Büyük geçmiş olsun diyor sebeb olanları sizinle birlikte Allaha havale ediyorum.Bu insanların bırakın inanç özgürlüğünü yada eğitimde fırsat eşitliğini ellerinden gelse kendileriyle aynı düşüncede olmayan insanları bir kaşık suda boğmak için fırsat kolladıklarına emin olabilirsiniz.Allah yar ve yardımcınız olsun..
suveyda, Amin canım kardeşim..Bu da geçti çok şükür diyebiliriz inşallah.. Allah razı olsun..
mirdad, Allah razı olsun, "ağlama karanfil" gerçekten bir teselli oldu..Ayet-i kerimeler ve hadisi paylaştığınız için teşekkürler. Rabbimiz her halimizi ve başımıza gelecek tüm şeyleri bildiği için her halimize göre bir deva göndermiş, her halimize ayetler ve hadislerle yol göstermiş.
"Yoldaki İşaretler"i takip etmek gerek sadece..
arzu c, sürgünler ve belki hicretler yaşandı yıllardır. Rabbim hicretinizi kabul etsin..
Çok acıtıyor insanın içini, çok üzüyor, ama "La rahadde fiddünya" "dünyada rahat yoktur" sözü teselli ediyor..
Bir kitaptan bir söz:
"Dünya ne cennet değildir. Ama dünya cehennem değildir..Dünya, cennete ya da cehenneme götürecek bir yoldur"...
pembedeniz, inşallah, inşallah o günler gelir. hepimizin karşısına bir zaman bir yerde çıktı bu yasaklar. ilk yasağın geldiğinde ben de ortaokul yıllarındaydım ve daha o yaşlarda neler yaşatmışlardı bizlere, öğretmenlerimize ve sevdiklerimize..
unutulmuyor..
ahmet, Allah razı olsun.
adı güzel, kendi güzel, kalbi güzel arkadaşım Naziğim..inan çok şaşırarak başladım yazıya.. sen ki herkesin neşe kaynağı, sen ki güler yüzünle bana gülmeyi yeniden hatırlatan insan.. o kocaman kalbin nasıl olur da kırık olur, anlam veremedim yazının başlarında..
ve merakla devam ettim..
öyle güzel ifade etmişssin ki yaşadıklarını aslında, ben başörtülü olmadığım halde inan gözlerim dolu, o kadar etkilendim ve sanki o an onları yaşayan sen değildin de bendim..
hayat çok entresan..
ülkemizde ve dünyada bunca şey olurken.. ne bileyim.. elbette kurallar olacak ama bu tutum niye? sen suçlu değilsin ki!? herkesin kendi seçimleri ve hayatı yaşayıp biçimleri kendini bağlar.. kaldı ki senin de yazdığın üzere 5 yıldır bu okulda ne senin ne de diğer tanıdğım başörtülü arkadaşlarımın ters, itiraz eden bir davranışını görmedim okul yönetimine karşı.. neden herşeyi bu kadar zorlaştırıyorlar ki?
neden bana şu giyimimle kimse karışmıyor da-ki karışmasınlar da zaten- seni almıyorlar dekanlığa,kantine! adalet anlayışı bu mudur? kurallar uygulanacaksa öğrenciye uygun olmayan giyimi olan pek çok kişi bulunabilir.. bilemiyorum, kafam çok karıştı..
başım açık, şuan sırtı da baya açık bir bluz varken üstümde ben sana bunları öğrenci kantininden yazabiliyorsam; aynı şekilde senin de burada başörtünle olman gerekirdi.. ve şuanki halime rağmen inan sanki ben takmışım o başörtüsünü ve ben maruz kalmışım bu muameleye gibi hisettim..hissediyorum.
çok üzüldüm..
çok çok üzüldüm..
Allah size ve sizinle ayni kaderi paylasan binlercesine bu sabir imtihanindan yuzakiyla cikmayi nasibetsin.
Yaziyi okuyunca cok üzüldüm. Allah size sabir verir insallah. Malesef hayat aci ve haksiz.
Kendinize iyi bakin ve allaha emanet olun!
Saygilarimla
Rukiye
Yüreğinden sızıveren bu gözyalını anlıyorum arkadaşım . Daha geçen seneye kadar aynı sıkıntıyı hergün bende yaşıyor ve eriyordum . Daha çok dua etmeliyiz demek ki yetmiyor dualar ve demek ki yeterince gündeminde değil bu mesele yüreğimizin. Şimdi meslek hayatında başımın tacı ile yine beraberiz be Ben Benim. En kısa zamanda "sen " olarak o mekanlarda bulunabilirsin inş.
Yorum Gönder