25 Şubat 2008

Sevgi...

Bir hasta getiriliyor, yetmiş beş yaşında.. Yıllar yılı hayatı birlikte paylaştığı hanımı ile karşıdan karşıya geçerken bir arabanın altında kalan bir amca.. Her yeri yara-bere içinde, bacağı ise boydan boya alçıda..Boynunda koruyucu bir halka..Ağrıları var..Ağrı kesici istiyor, yapıyoruz...Ama amcanın ağrısı başka..
"Hanımım, nerde yavrum, bir öğreniver" diyor...Hanımı nerde, öğrenmeye gidiyorum..Vefat ettiğini öğreniyorum..
Ama amcaya söyleyemiyorum, söyleyemiyoruz..
Amca gece boyunca "Yavrum, aklım hanımımda kaldı, bir ihtiyar kadıncağızdı, öldü diye korkuyorum, öldü de bana söylemiyorlar"..diyor. Her gördüğü personele, eşinden havadis getirmesini tembihliyor..
Bir beraberliğin böylece sona erdiğine şahit oluyoruz..
Teyzeyi hastanemizin morgunda amcayı bir odada misafir ediyoruz..Elimizden gelen bir şey yok.
Amca iyileşip evine gittiğinde, yıllarca yanında olan eşinin artık olmadığını görünce neler yaşayacak kim bilir..Hepimiz göz yaşlarımızı birbirimizden saklıyoruz...
Aynı odada bir genç bayan, küçücük iki çocuğun annesiyken üstelik, canına kıyması nedeniyle yatıyor..Ah "sevgi" diyorum..Sevgi insana neler yaptırıyor...Sevgisizlikten boşanmanın eşiğine gelmiş, ama bir türlü istediğine ulaşamamış genç bayan çareyi ölmekte ararken, yılları beraberce geçirmiş iki ihtiyardan hayatta kalanı hala eşini sayıklıyor hep onu düşünüyor..
Dünya çok kısa..İmtihan ağır...Ölümse çok ama çok yakın..
Bu sevgisizlikler neden?...Neden sevemiyoruz birbirimizi..Neden sevgiyle bakıp, ellerini sevgiyle tutmasın eşler birbirinin...
Sevgi çok güzel..Sevmeyi Sevdiren'in bir ismi de el-Vedud; Çok seven, çok sevilen, sevilmeye layık olan..
Sevgisiz kalpler nasıl pompalıyor litrelerce kanı?..Nefretle mi?..Nefret pompalayan bir kalp olmak istemiyorum..Nefret ruhunu çürütür insanın, kalbini katılaştırır...
Ne olur annemize, babamıza, kardeşimize, çalıştığımız iş arkadaşımıza, amirimize, kimsesiz çocuklara ve herkese içten bir sevgi duyalım bugün..Yüreğimizi sevgiyle dolduralım..
Sevgimiz dokunsun diğer gönüllere de...
Kalbimiz nefret pompalamasın, gözlerimiz öfkeyle ışıldamasın..
Yolun sonuna, sevdiklerimizle, sevgi dolu ulaşabilmek dileği ve duası ile...

Esen kalın efendim

10 yorum:

ersilver dedi ki...

Birbirlerini bu kadar seven bu iki insan ahirette sonsuz bir birlikteliğe ulaşırlar inşallah. Rabbim kalplerimizden sevgiyi eksik etmesin..

GAMZE dedi ki...

HERKESİ SEVDİM BUGÜN YARADANDAN ÖTÜRÜ... AMA BEN YİNEDE HERKESİ SEVEMİYORUM.BENİM SEVGİM ÇOK ÖZEL VE ONU ADECE HAK EDENLERE VERMEK İSTİYORUM.BU MEGALOMANLIK MI? HAYIR DEĞİL.

Uzak dedi ki...

Yazıyı her okuduğumda, ilk bölümde üzüldüm, hemde boyle bir sevgiye imrendim. Sona doğru ise, sanki bir hediye almış gibi sevindim. Ve bi kaç defa sadece ikinci bölümden itibaren okudum. Yaradan bize sevmeyi sevdirsin, ve herkese böyle ömürboyu sevebilmeyi nasip etsin.

Uzak dedi ki...

Yazıyı her okuduğumda, ilk bölümde üzüldüm, hemde boyle bir sevgiye imrendim. Sona doğru ise, sanki bir hediye almış gibi sevindim. Ve bi kaç defa sadece ikinci bölümden itibaren okudum. Yaradan bize sevmeyi sevdirsin, ve herkese böyle ömürboyu sevebilmeyi nasip etsin.

'gönül telim' dedi ki...

ya ben gercekten sevgiden anlamayan insanlarla karsılaşıyorum yada beslediğim büyüttüğüm sevgimi onlara doğru dürüst yansıtamıyorum.. evet bende hak edene-edenlere vericem bundan böyle!..

hiç kimse hakkında her bi şey dedi ki...

canım benim ya, ne kadar güzel yazmışsın. şu an bunları okurken Ayla'm da yanımda, ikimizi de öyle duygulandırdın ki..

umarız herkes senin gibi bakabilir dünyaya, senin gördüğünü görebilir..
çok kocaman öpücüklerimizle
Canan-Ayla

Aşk-ı Beka dedi ki...

sevgili sevgi ve yiğitim,

sevgiyi hak edenlere vermek üzerinde durmak isterim biraz.
bir yaratandan ötürü yaratılan herkesi ve her şeyi sevmek var, bir de kalbimizde eşimize dostumuza, ailemize, bizim için özel olan kimselere karşı beslediğimiz özel sevgimiz var. ikisinin çok farklı olduğunu düşünüyorum..ikinci sevgi sayılı kimselere verilebilecek, kalbimize aldığımız özel insanlara ait bir sevgi. diğeri ise külli bir sevgi.
bir insanın sevebilecek hiçbir özelliğini göremesek bile, Yaratıcısı onu sevmiş ,yaratmış ve dünyaya göndermiş, burda ona hürmeten her yaratılmışa duyduğumuz sevgiyi o kişiye de duyuyoruz. ve sevgiyi gerçekten kimin hak ettiğini de bilmek öyle zor ki. bugün gerçekten hakettiğini düşündüğümüz birisinin yarın hak etmediğini de düşünebiliriz..

yiğitimin sorduğu "bu megalomanlık mı" sorusuna, özel sevgini özel insanlara vermek elbette megalomanlık değil diye cevap vermek istiyorum.

bir de yazıda bahsettiğim, insanların en yakınlarındakini dahi sevmiyor oluşuna dairdi..bir insan eşini sevmez de kimi sever, yahut bir çocuk annesini sevmez de kimi sever?..ama bu kadar yakın olan kimseler arasında dahi sevgisizlik boy gösterebiliyor malesef.

biraz kopuk kopuk oldu kusura bakmayın :)
uyku dengesini tutturamamış biri olarak bu kadar ifade edebildim,
dilerim anlatabilmişimdir

sevgiyle kalın efendim

Adsız dedi ki...

"Herşeyde bir ihlâs var. Hatta muhabbetin de ihlâs ile bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccüh eder. İşte bir zat bu ihlâslı muhabbeti böyle tabîr etmiş.
yâni: "Ben muhabbet üzerine bir rüşvet, bir ücret, bir mukabele, bir mükâfat istemiyorum. Çünki mukabilinde bir mükâfat, bir sevab istenilen muhabbet zaîftir, devamsızdır." Hatta hâlis muhabbet, fıtrat-ı insaniyede ve umum validelerde dercedilmiştir. İşte bu hâlis muhabbete tam mânâsiyle validelerin şefkatleri mazhardır. Valideler o sırr-ı şefkat ile, evlâdlarına karşı muhabbetlerine bir mükâfat, bir rüşvet istemediklerine ve taleb etmediklerine delil; ruhunu, belki saadet-i uhreviyesini de onlar için feda etmeleridir." BEDİÜZZAMAN

Adsız dedi ki...

senden nöbeti devraldıktan sonra amca eşinin vefatını öğrenmiş ve cenazesine gitmek istiyordu kırık bacağına aldırmadan. Gönderemedik tabi. kızım eşim ordayken benim burda ne işim var demişti. Eşini bu kadar seven amca ona son vedasını bile edememişti.

Adsız dedi ki...

hocam çok orjinal ve içten yazıyordun eyvallah bundan sonra takipçinim