13 Mart 2012

Yağmur yağıyor

Martın soğuğunda, gecenin karanlığında,
ince ince, yağmur yağıyor..
Saat gece yarısını çoktan geçmiş, çoğu kimse uykuda ve habersiz yağmurdan..
Kimler ıslanıyor, kimler kaçıyor köşe bucağa bu saatlerde acaba..
Küçük kuşların ve kedilerin, sokakta yaşayanların bir çatısı var mı?..
Oluklardan akan sular üzerlerine sıçrar mı, ıslanırlar mı, üşürler mi?..

Herbiri bir melek ile yere inen rahmet tanelerini dışarıda kucaklayan var mı şimdi?
Asfalt kenarlarında toplanıp akan sular bir toprak bulabilir mi ?

Gece, sessiz ve karanlık, ince ince yağmur tıkırtısı camda, başka bir ses yok, başka nefes yok duyduğum..
Bu duyduğum rahmetin sesi olmalı..
Şefkatin sesi
Arınmanın, temizlenmenin sesi..
Rahman'ın kirli topraklarımıza, damlarımıza, yüreklerimize gönderdiği rahmetin sesi..

Baharla birlikte daha nice kez yağacak yağmur..
Ancak sesini duyabilecek miyim şimdi duyduğum gibi..
Yoksa koşturuyor mu olacağım dünyanın meşgalelerinin peşinde,
ya da rahat döşeğimde, uykuda..
ya da unutkanlığın, umarsızlığın gafletinde?..

Rahmetinin sesini, nefesini duyur kalplerimize rabbim,
mahrum etme bizleri
Gözümüzü gönlümüzü açık eyle,
Eyle ki dünyanın hakikatlerine gaflette tükenip gitmesin ömrümüz..
Rahmetini duyur gönlümüze
Şükrümüzü arttır böylece

Yağdır yağdırdığın gibi yağmurunu kirli-temiz yağdırdığın gibi her yere,
yağdır bizlerin de kalplerine

Amin...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İnsanoğlu dünyaya gelişinden beri sürekli bir yaşam kavgası vermekte ve hayatını idame için sürekli olarak bu kavga içerisinde kalmaktadır. Halbuki sizlerinde yazdığı gibi şu rahmet dünyasından bir damlada bizler faydalanabilsek ne mutlu. Ama bunun için hayata farklı perspektiften bakmalı ve lezzet alınması gerektiği değerlendirilmektedir.

sederekcyprus

Adsız dedi ki...

Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım
Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım
Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
Bahiraˊdan süzülen bir yaş da ben olsaydım
Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
Kabzasında bir dirhem GÜMÜŞ de ben olsaydım..