17 Aralık 2006

5 yıl öncesi, ölüme hazırlık...

Dün, 17 yaşındaki kuzenimle konuşurken, onun sürekli ölümü düşündüğünü fark ettim.. Ölümün 17 yaşındayken beni daha derinden etkilediğini, telaşeler ve sorumluluklar arttıkça ölümü daha çok unuttuğumu fark ettim..Bundan 5 yıl önce yazdığım vasiyetnamem geldi aklıma..İşte burada; 5 yıl öncesinin satırları, safiyane haliyle..

VASİYETNAME
Bu, 17 yaşındaki bir gencin vasiyetnamesidir.
Hayır, çok şükür hasta değilim, gayet sıhhatliyim ve intihar etmeyi de düşünmüyorum. Ancak, her insan bu dünyaya geldiği andan itibaren ölümle yüz yüze değil midir?
“Her gün ölünüz” ifadesi neler hatırlatır bizlere?
Her gün, “gün” doğar ve geceyle birlikte “gün” ölür. Bir ölüm ve diriliş tablosudur bu.
Her uyku, bir ölüm provasıdır.
Her fren, boğaza kaçan her yemek parçası, her deprem ölümü hatırlatır.
Kimileri bu uyarılara aldırış etmez, kimi duymazdan gelir..
Kimileri erteler bazı şeyleri, kimileriyse secdelere kapanır.
Herkesin “hayat” ve “ölüm” algısı farklıdır..
Ben, hepimizi bir gün ziyaret edeceğini bildiğimiz ölüme hazırlıklı olmak istiyorum.
Evet, vasiyetname.. ”Bu, ben bir diğerini yazıncaya kadar geçerlidir.”
Şu an bu yazıyı okuyan kimse, evet işte tam şu sırada gözlerini bu satırlar üzerinde gezdiren..
Eğer ben ölmüşsem, artık mekanım dünya değilse, ve sen bu cümleleri okuyorsan, şimdi dilegetireceklerimi de okumanı isterim.
Ben vardım, pek çok insan şahitti varlığıma, pek çok kimse bilirdi belki yaşadığımı..Ama bir anda aralarından ayrılıverdim işte..Ben ayrıldım ama yolculuk devam ediyor..Yolcuyuz hepimiz de..
Yolculuğun farkına varırsak eğer, “Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şahadet ederim ki Hz.Muhammed a.s.m Onun kulu ve elçisidir.” Deriz ineceğimiz vakit…
On yedi yaşında ölmüşsem eğer kim bilir ne yorumlar yapılacaktır ardımdan
”Gençliğine doyamadan gitti”..”Annesi babası mürüvvetini göremedi”..”Şunu, şunu yapamadı..”..İşte benim dileğim, benim vasiyetim, ardımdan böyle denmemesi..
Eğer bir kimse için endişe duyarsak, bu endişe Hak yolundaki seyrimizle alakalı olmalı..
Ardımdan denilebilecek en güzel şey “İnnalillahi ve innaileyhi raciun” olurdu..
Ölümün 17 yaş dinlemediği bir defa daha ibret sahnesine alınırdı..Ardımdan yapmanızı isteyeceğim şey sadece hesabımın kolaylaşması için edeceğiniz duadır. Bunun dışında isyan yahut farklı nahoş eylemlere vesile olmaktan korkarım..Vasiyetim budur.
Bunları neden yazıyorum, neden bir vasiyetname hazırlıyorum ben?
Geldim, gidenlerdenim..Geride birkaç kelime kalsın eğer işe yarayacaksa..
Vasiyetimle, gerçeğe ulaştıran tek sevginin Allah sevgisi olduğunu yeniden hatırlatmak isterim..

Rabbimizi sevelim, o bizi seviyor, o bize bunca nimet bağışladı..
Kaybettiğimiz bir şeye üzülmeyelim, zaten o hiç bizim olmadı ki..
Verildi..ve alındı..
Mal mülk Bir rabbin!..

İfade ettiğim gibi,
Vasiyetim, bana dua etmenizdir…
Hakkınızı helal edin..
Varsa benim küçük de olsa bir hakkım,
zerresine kadar helal olsun..

04.09.2001

3 yorum:

avmuslu dedi ki...

Vasiyet son istek, ölmeden önce
Dirilmek var yeniden, ölünce
Hak sahibinindir, Hakk verir
Huzura gideriz hem dirilince

Rabbimiz bize bakar hüsn-i zan ile
Bir de bilsek ne kadar cömerttir
Biz de bilsek O'nu hüsn-i zan ile
O'nun için cennet az bile

Dua kulluk, kulluk rahmet
Kullukta zahmet, zahmette rahmet
Dua en geçer akçe,sağken ve ölünce
O'na yönelsek bulduk rahmet

Ayşe dedi ki...

O yaş da bu sözler..
Helal olsun size, bütün haklar..

İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana.
Hz.Mevlana

suveyda dedi ki...

aşk-i beka, bende bir ara bir ayakkabı almıştım.Kardeşim illa giymek istedi , bende giydirmedim.yaz gelsin o zaman giyeriz dedim:)

ben ölürsem bu ayakkabılarda sana vasiyetim olsun, cenazemde giyer pırıl pırıl gelirsin dedim:)

valla olur mu olur, bellimi olur!