Kentin yüksekçe bir yerinde, iki yürek, dört gözle dolunayı bekliyordu.. Kent ışıl ışıldı, her yanı ufak ufak bir sürü ışıkla aydınlanmıştı..Ama hiçbiri göğün halini bambaşka eyleyen dolunay gibi değildi..Beklediler..Ay, beklenilenden biraz daha geç bir vakitte, karşıdaki tepenin arkasından göründü..Bir heyecan sardı yürekleri, “geldi” dedi biri..
Gelmeyebilirdi, gönderilmeyebilirdi..
Gönderildi ve kent ışıklarından bir örtünün üzerine yerleşti..Muazzamdı ışığı..Suni ışıklardan çok farklıydı..Rahmani bir iz vardı çünkü üzerinde..
Yeryüzündeki o sayılamayacak kadar çok ışık, sayılamayacak kadar insan demekti.. İnsanlar farklı çatılar altında, ama aynı göğün gölgesinde yaşayıp gidiyorlardı..Şöyle yüksekçe bir yerden kente bakmak bunca insanın aslında yeryüzünde ne kadar da az yer kapladığını, ne kadar aciz olduğunu daha iyi gösteriyordu..
Ay yükseldi, yükseldi..Bir kavisle dünyanın bir kenarından bir kenarına geçti.
Yürekler de birer med-cezir yaşadı.. İki yürek, hızlı hızlı çarptı..
Rahman’a yöneldi, Rahmeti istedi
5 yorum:
Işık kaynağına göre kuvvet alır da,
bizler merak eder miyiz nasıl bu kadar hassas bir saat sapmaz bir
an. Ayın cemaline gelen ve akseden
ışık bize şaşmaz bir kaynağı haberdar ediyorsa ve akrep(güneş)-yelkovan(ay)
misali bu yer saatimiz bize hizmet
ettiriliyorsa bizler de akıl sahibiysek tefekkür ne kadar elzem,
ne kadar nimet, ne kadar değerli..
Rabbimiz her türlü noksan sıfattan uzaktır.
21.EK�M PAZAR G�N�
SAAT 10.40
2.KEZ YIKILDIK ....
YASTAYIZ....
BA�IMIZ SAGOLSUN....
merhaba,bloğunuzu beğendim,linklerime ekliyorum.
selamlar;)
Esselam Aşk-ı Beka!
Bir suredir takipteyim.Emeğine,kalemine ve imanın nurlandırdığı yuregine saglık...
Allah razı olsun efendim selamlar hürmetler..
Yorum Gönder