17 Mart 2012

Mustafa Ulusoy-Yaratıcıya surat asmak

Senin derdin ne, biliyor musun?
İçini kızgın bir tavaya döndüren kızgınlığın nedeni. Kendini sahipsizmiş sanmanın sebebi ya da.
Kışın ortasında yazı istemenin, yazın ortasında kar yağsın diye tutturmanın. Yağmur yağar yağmaz, bulutsuz bir gökyüzü talep etmenin. Bulutsuz bir gökyüzünde yağmur diye sızlanmanın.
Günlerdir, Yaratıcı niye duamı kabul etmiyor, istediğim şey çok mu fazla ya da batıl bir şey mi ki vermiyor diye hayıflanıp duruyorsun.
Senin derdin nefsim, bir haddini bilmezlik ki sorma.
Hem de ne haddini bilmezlik. Bir şikayet, bir şikayet. Bir gurur bir gurur. Bir kibir bir kibir. Bir naz bir naz ki anlatamam.
Hele şu, 'hayatım için iyi, hayırlı, güzel, doğru, anlamlı, hakikatli, hikmetli olanı ben bilirim' afra tafralarına ne demeli.
'Niye istediğim şey olmuyor, olmadı, olmayacak mı?' diye sızlanmalarının; anne babasına, 'şunu da isterim,' diyerek markette tepinen bir çocuğun sızlanmalarından farkı var mı, söyle hadi?
'Ey müteşekki! Sen nesin?'
Ne zannediyorsun kendini?
Sen ki yaratılmışsın. Sen ki, bir zamanların yok olanısın.
Sen önce şu önündeki duvarın arkasını gör görebilirsen.
Gözlerin bir duvarın ötesine bile geçemiyorken, 'ben bilirim' nidaları neden?
Hadi bir dene, hayatının gelecek beş yılında başına geleceklerini tespit etsin o çok bilmiş aklın.
Niye susuyor benliğin?


>> devamı için aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız
Yazarlar Mustafa Ulusoy Yaratıcıya surat asmak

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yepyeni bir gun olması ve farklı bir yorum olan "Mustafa Ulusoy Yaratıcıya surat asmak" yazısı hayat farklı objelerle bakabilmeyi hatırlatmaktadır. Halbuki şu anları yaşadığımız 18 Mart şehitleri anma günümüzde GALLIPOLI belgeselini izlediğimiz ve haytta sadece ufak şeylerlede yentinebilme ve hep ben yerine vatan ve millet uğruna canlarımızı feda edebilmek ne güzel bir şey. Günüzmüde ise bahse konu beyefendinin yazdıkları aynen yaşanmaktadır. AMa şuçu birazda anne babalarmızda ve bizde aramak gerekiyor. Ne yazıkki bizler yetiştiriyoruz çocuklarımız ve öylede yetiştik. Şu bilmek lazım ki dünyay sebepsiz gelmedik ama boş ne biten sebeplerlede vaktimizi geçirecek kadar zamanımızda bulunmamaktadır. Bu yüzden yaşantımızı farklı açılardan bakmak ve bu vatn için döülen ecdad kanlarını ve şehitlerimizi unutmamalıyız. Bu kapsamda bizlere verilen nimeti beğenmemek yerine bulunmayanları düşünmek gerektiği değerlendirilmektedir.

sederecypruz