30 Eylül 2006

Zıtlık...


Zıtlık...
Originally uploaded by ali sarı.

Bugün, bir bebek doğmuştu, bir değil, binlercesi doğmuştu..
Bugün, bir gün daha yaşlanmıştık hepimiz..
Dünya, gelenlerin ve gidenlerin mekanı ya, açılanlar ve solanlar böyle birarada işte..
Solan yapraklarda, hazanda, nevbahara hasret burkulmuş, buruş buruş olmuş..
Bu resimde, bir şehir meydanında, kalabalık bir genç topluluğun içinde yürüyen bir yaşlı adam görüyorum..
Oraya ait değil gibi duruyor, oranın bir zamanlarki ahalisinden olan bu adam..
Dünya gittikçe yabancılaşıyor ona..
Dünya gençleşiyor, kendisi yaşlanıyor..

Bir köşeye çekilip maziyi seyretmek, ve müstakbel endişesi altında daha da buruşmaktan öte bir yol çizemiyor kendine..


Her yeni, eskimeden evvel, kendini ebedi genç kalacak zannediyor..

Oysa, her yeni eskiyor !...



İşte böyle zıtlıklar içerisinde sürüp gidiyor hayat...


Fotoğraf: ali sarı
Kaynak: flickr

Teşekkürler...

6 yorum:

Ebrûlî dedi ki...

Dolar-boşalır bir misafirhanede yaşıyoruz. yaşadığımız dünya da bizimle beraber yaşlanıyor ve sonuna yaklaşıyor.

Hayırlı ramazanlar.

Aşk-ı Beka dedi ki...

Hayırlı ramazanlar efendim !...

Siyah Zambak dedi ki...

bir tarafdan dolarken diğer taraftan boşalıyor yer yüzü...ama bir gün gelecek ki sadece boşalacak ve bitecek gün yüzü..

cenkunal dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
cenkunal dedi ki...

Zıtlıklar olmasa hayatın manası tecelli etmezdi belki de.

dedi ki...

Aşk-ı Beka;
sen de bizim gibi nevbahara hasretsin sanırım... sonsuz nevbahara. Baki olan aşkın Sahibi'ne. seyrinde Allah yardımcın olsun.

Selam ile...